top of page

Yeni Başlayanlar İçin İslami Psikoloji Kavramı

Prof. Dr. Rasjid Skinner

Çev. Şeyma Özdemir

Anahtar kelimeler: İslam, Psikoloji, İslami Psikoloji

Arka Plan İslami Psikoloji kavramı klinik bir çerçevede bakıldığında kendisini Batı’da tarafsız ve evrensel bir bilim olarak tanıtma eğilimdedir. ‘Batı Psikolojisi’ terimi ve ilgili terapileri neredeyse tamamen Batı’nın değerler sisteminden, düşünce paradigmalarından ve büyük oranda Batı’daki örneklem grupları üzerinde yapılan deneysel çalışmalardan kaynaklanmaktadır.

Batı Psikolojisi ve terapileri sonuç olarak kültürel bağlama sahiptir ve uygulamalarının evrensel olduğu iddia edilemez ve Batı haricindeki kültürler, Batı’daki alt kültürel gruplar ve hatta Batı kültürleri için kesin bir geçerliliğe sahip değildir çünkü kavram kültürel olarak değişmektedir. Batı dünyasının yanısıra diğer kültürler de kendi psikoloji geleneklerini geliştirdiler. Bunlar Enriquez tarafından ‘dahildeki yerel psikolojiler’ olarak tanımlanıyorlar. İslam Medeniyetinde, psikoloji üzerine yazılar, teorik ve klinik uygulamalar erken başlıyor,muhtemelen el-Kindi (801-873) ile, sonra el-Gazali ve İbn Arabi. Bunların hepsi İslam Psikolojisi üzerine anlayışlarını Kurani kaynaklar ve uygun olan diğer kaynakları kullanarak temellendirdiler. Ilm al-Nafs (akademik psikoloji) 14. yüzyılda, Tıbb al-Nafs ( Klinik Psikoloji/Psikiatri) de 15.yüzyılda Nişabur Üniversitesinin müfredatında vardı. 14. Yüzyılın sonunda Osmanlı’nın Edirne’deki Ruh Hastalıkları Hastahanesi tesis edilmiştir. Ruh hastalıklarına dair gelişmiş bir kavrayış ve onları etkin bir şekilde tedavi etmenin yolları biliniyordu. Islami gelenek içerisinde psikolojinin gelişiminde Orta Çağdan sonra bir boşluk varmış hissi uyanıyor. Muhtemelen o zamana dek Hakimler ve başkaları tarafından geliştirilmiş ve uygulanmış olan şeyler fıtri temelli toplum için yeterli idi. Batı Psikolojisi 1970’lerde yoğun bir şekilde Müslüman Dünyasına sokulana kadar böyle idi. Bu sokulmaya İngiltere’de eğitim almış klinik psikolog, Malik Badri, tepki göstermiş ve bu tepkisini 1979’daki The Dilemma of Muslim Psychologists yayınıyla dile getirmiştir. Bu yayında Badri Batı Psikolojisinin İslam’ın temel prensiplerine karşı olan ögelerinden bahsediyor ve bunların sorgulanmaması durumunda (Enriquez’nin ifadelerini kullanacak olursak) ‘zihnin işgaline’ yol açabileceğini söylemiştir. O zamandan itibaren İslami temelli bir psikoloji’nin geliştirilmesine ve Modern Çağın karmaşıklaşan psikolojik problemlerine uygun terapiler geliştirmeye yönelik evrensel bir ilgi oluştu. Birleşik Krallık’ta bundan 25 sene önce Abdullah Maynard ve Sabnum Dharamsi İslami Danışma’ya yönelik akredite edilen bir kurs vermeye başladılar. Son 10 yılda klinik psikologları İslami modellere yönlendiren kurslar Ingilterenin farklı yerlerinde ve Cambridge Muslim College’de verilmeye başlandı. 5 yıl önce İhsaan ve İnayat, İslami psikoterapist birlikleri sırasıyla West Yorkshire ve Lancashire’da yerleşmiştir. 2017 yılında Malik Badri bu alanın bütünlüğünü korumak ve terapist ve kursları akredite edebilmek için International Association of İslamic Psychology’yi (Uluslararası İslami Psikoloji Birliği) kurdu.

İslami Psikoloji’yi Tanımlamak Uluslararası İslami Psikoloji Birliği, İslami Psikolojiyi İslami gelenek temelli bir psikoloji olarak tanımlıyor. Gelenek, Yunanlardan beri temel bir kurucu motif olarak anlaşılıyor. Abdallah Rothman İslami gelenek içerisindeki psikolojiyi nelerin oluiturduğunu tanımladı ve onun tanımı yaygın bir kabule ulaştı. Bu geleneğe dayanmak klinisyenlerin patoloji ve onun tedavi yöntemlerini anlamaları ve tedavi edici iliskilerde edep temelli bir yöntem uygulamalarını içeriyor ve Batı Psikolojisi ve diğer psikolojileri eleştiren bir bakış açısı sunuyor. İslami gelenketen elde edilen psikoloji, kültür odaklı veya islamize edilmiş Bati Psşkolojisinden tamamıyla farklı ve bütünüyle ‘İslam ve Ruh Sağlığı’ alanından ayrı bir alandır. Kendiliğe dair islami bir model ruh: ruh qalb: iç kalp, fıtrat duygusu aql: anlayış hawa nafs: hayvani güdüler body: beden external envirement: çevre (perhiz, müzik, cin) Örnek olarak verilen bu model yazar tarafından 1989’daki IIIT Londra Konferansı sunumundan alınmıştır. O sırada İngiltere’de bulunan İslam alimleriyle (Şeyh Zahran Ibrahimand Muhtar Holland), Alia Haeri ve Hakim Salim Khan gibi klinisyenler arasında geçen tartışma sonrasında tasarlanmıştır. Amaç teihis koyarken ve tedavi ederken klinisyenlere yardımcı olacak basit bir şema tasarlamak idi. Insanoğlunun tüm karmaşıklığını açıklayacak bir şema değil. Bu şema İhsaan ve Bradford merkezli İslami Psikoterapi kliniği tarafından benimsenmiş, Cambridge Muslim College tarafından öğretimi yapılmış ve son 30 yıldır islami terapistler tarafından kabullenilmiştir. Ancak tek şema da değildir. Abdallah Rothman bundan biraz daha farklı bir şema tasarlamıştır ve başka özgün şemalar da vardır. Klinik uygulamasında hani şemadan yardım alacağı terapiste kalmıştır.

Anahtar kavramlar Kurani arapça terimler derin bir anlama ve ince farklara sahiptirler ve geleneksel alimler tarafından farkli şekillerde anlaşılmışlardır. Burada kullanılan terimler psikolojik bağlama uygun olacak şekilde ele alınmışlardır, büyük oranda Gazzali’yi takip ederek. Qalb: İslami Psikoloji’nin ayırt edici bir özelliği insanın kendisinin merkezinde manevi bir merkez kabul etmesindedir. Batı Psikolojisi genel olarak böyle bir merkezi yok sayar ya da reddeder. Tek istisna Carl Jung’un önemini yitirmiş psikolojidir. Bazi geleneksel alimler içteki bu merkeze akıl, ya da ruh diyorlar. Gazzali daha çok kalp terimini kullanılıyor. Kalp fıtrat duygunusunu iöeriyor olarak kabul ediliyor, ki bu doğru, ve ruhun ilahi ilhamına doğru rüya ve sezgiler yoluyla açık olarak kabul ediliyor. Genel olarak Budizm gibi Doğu Dinleri ilahi ilhamı kavramsallaştırmıyor ya da peygamberli dinler gibi kavramsallaştırmıyor. Aql: Zihin ya da zihinsel beceri olarak tercüme edilebilir. Gazzali akla beş özellik yüklüyor. Dördü zihinsel işlemleri, yani Batı Psikolojisindeki mantıklı düşünmeyi içine alıyor. Beşinci özellik ise farklı bir seviyede ve kalbin bir parçası olarak görülüyor. Bu seviyede kalp bilgiye ulaşıyor ve bedeni yönetiyor. Böyle düşünme ve fıtrat bağlantılandırılmış oluyor ve büyüden ayrı düşünülmüş oluyor. Akıl teriminin kökeni engeldir. Akıl genel itibariyle engel olan bir yetidir ve hevayı idare eder. Diğer taraftan akıl diğer dört özelliğiyle kalbe engel olabilir, yani kaynaktan ilhamın gelmesini engelleyebilir. Bu olduğu zaman geçici psikoz benzeri bir durum yada manevi bir bunalım yaşanabilir. Engelleme zaman zaman yeni bilgininn gelmesini engeller. Jung böyle bir durumu Birinci Dünya Savaşında yaiadıüını söylüyor.

Heva: Hayvani benlik bu dünyadaki yaşamaımız esnasında ihtiyaç duyduğumuz içsel dürtüleri ve kuvvetleri kastetmektedir. Gazzali’nin zamanında bile bu güdülere nefs deniyordu.İslami Tıp Geleneğşnde bu kuvvetlerin çeşitleri bir denge içerisinde olması gerekliliği perhizle yakından ilişkilidir. Beden: bir bakımdan beden bu dünya için gerekli ama ölüm ile atılan, kendiliğin temel katmanı olarak görülebilir, yani maddi bir gövde. O kalp, akıl ve hevanın talimatlarını yerine getiren bir araç ve çevresel güçlerin ( yiyecek, içecek, atmosfer,telefon,cin) değdiği ve içsel kuvvetlere, bir kısmı heva şeklinde, dönüştüğü bir yerdir. Diğer yandan İslam şekil bulmuş bir dindir.O namaz sırasındaki fiziksel hareketleri olan, Peygamberinin sünnet sporları olarak adlandırdığı ok atmak gibi manevi anlama sahip sporlar içeren bir dindir. Bir hadiste okçuluk bir zikir çeşitiyle benzeştirilmiştir. Böylece bedenin manevi durum ve kalp ile bir bağlantısı olduğu anlayışı vardır. İbn Arabi bedenin bu boyutuyla ilgilenen bir alimdir. Bedenimizin ahiret gününden bizim için veya bize karşı şahitlik edeceği hadisinden yola çıkarak İbn Arabi beden parçalarının kendi yarı otonom varlıklarına sahip olduklarını, kendi zikirleri ve Allaha ibadet isteklerinin olduğunu söylüyor. Bu anlayış islami gelenkte ruhsal ve manevi dengesizlikleri düzeltmek için beden ile çalışmayı öngörüyor. Böylece psikosomatik hastalık belirtilerine dair bir perspektif sunulmuş oluyor.

Varlık Aşamaları Hareket bilgisi: Her çocuğun fıtrat özere doğduğunu, yani tamamen Allah farkındalığı içeren doğal bir durumdan bahsediyor hadisler. Doğumdan hemen sonra, her nasılsa bebek ieytan tarafından acıtılıyor. Böylece bu dünyada kendilik sürekli olarak kalpten gelen fıtratın kendiliği doğal olan insan için doğru yola Allah’la birliğe iletmek istemesi ve şeytanın ters yöne çevirmek istemesinden oluşan bir mücadele içerisinde oluyor. Kendiliğin bu üç seviye veya aşaması Kuran’da açıklanıyor. Nefsi Emmare, Nefsi Levvame ve Nefsi Mutmainne bu mücadele sonucunda ortaya çıkan sonuçlar olarak görülebilir. Nefsi Emmare ( zorlayan kendilik) kendiliğin hevanın düşük kuvvetleri tarafından domine edildiği aşamayı anlatır. Nefsi Mutmainne ( tatmin olmuş kendilik) kendiliğin kalbin yönetimi altındaki halini ifade eder. Nefsi Levvame de (pişman kendilik) köprü işlevi gören aşamadır. Burada kendilik fıtrattan ayrılışının ve aşkın olana yakınlığının farkındadır. Bu aşama psikolojik çalışma için kritikdir çünkü bu aşamada ya çare arayarak acısını giderir ve huzura kavuşur ya da farklı savunma mekanizmalarıyla acıdan uzaklaşır ve Nefsi Emmareye alçalır.

Ruh Sağlığı tanımı Yazara göre Batı Psikolojisi genel itibariyle ruh sağlığını tanımlamaya yönelik az düşüncede bulunur ( Jungve Freud birer istisnadır). İslami Psikoloji’nin ise gayet net bir fikri vardır. Ruh sağlığı şemadaki terimlerle tanımlanabilir. Kendilik burada kalbin tam kontrolü ve kalp de ilahi ilhama açıktır. Aslında bu kendiliğin tamamen fıtrat ile aynı hizada olduğu ve Nefsi Mutmainneye ulaşmaya yakın olduğu bir aşamadır. Gazzali burada ata binen kişiyi örnek gösterir. At hevadır. Sağlıklı ve fıtratına uygun olarak hareket eder. Ata binenin kontrolü altındaki Akıl tarafından dizginlenir. Akıl ilahi ilham altındadır. Buna göre psikopatoloji farklı belirtilere sahiptir. Mesela atın kontrolden çıkması, at kontrol altında ama ters istikamette, ya da atın tamamen fıtrat dışı ve zarar verici hareket etmesi.

Teşhis Benliğe dair teklif edilen model ve dinamiklerin kendi içerlerinde etkileşim durumalarının anlayışı patolojinn teşhisine yönlendiriyor. Kendilik aşamalarının bir tanesindeki fonksiyon bozukluğu diğer aşamalara da yayılır. Terapist patolojinin hangi noktadan kaynaklandığını bilmeli ve kalbin patolojisini ve bedenin kopukluğuna dikkat etmeli. Ayrıca Aklın ve Hevanın irtibatına bakılmalıdır. Bu alanla Batı Psikolojisi ilgilenmektedir. Önemli olan diğer bir nokta da pişmanlık ile bağlantılandırılan ( nefsi levvame) düşük mod, ki bu sağlıklı bir durum olup kendini mükemmelleştirmenin ve iyi oluşun bir aşamasıdır, ile patolojik depresyonun bir bulgusu olan düşük moddan aırmak gerektiğidir. Ayrıca teşhis konusunda iki tane daha islami anlayış vardır. Biri kişinin problemlerinin fıtrattan ayrılmış olmaktan dolayı mı, yani kalbin patolojisinden kaynaklandığından dolayı mı olduğunu ya da problemin kişinin fıtrat ile irtibatının olması ama yaşadığı toplumun fıtrat ile irtibatının olmamasından mı kaynaklandığını netleştirmek gerekmektedir. İkincisi, durumun birincil ve ikincil nedenlerini olarak göz önünde bulundurmaktır. İslami düşüncede birincil neden Allah’tır ve bunu kabullenmek durumun anlamına ulaşmayı sağlar çünkü hiç birşey sebepsiz olmaz. İkincil sebepler aracısız olarak duruma sebep olan etmenlerdir ( travma, uygunsuz perhiz gibi). Gazzali hastalığa sebep olan birincil nedenlere yeterince önem atfetmemekten dolayı İbn Sinayı eleştirmektedir. Mutluluğun Simyasında Gazzali teşhisin sadece ikincil sebeplere dayanarak eksik olarak koyulmasına dair bir örnek veriyor. Düşük moddan ve yaşama sevincini kaybetmekten şikayetçi bir adamın doktora gitmesini örnek veren Gazzali burada doktorun melankoli teşhsi koyup ilaç yazmasını ama doktorun Allah’ın kişide depresyonu kulu ona yönelsin diye yarattığını anlamamasını vurguluyor. Yani depresyoni, ikincil sebepleri ne olursa olsun, dış dünyaya yönelik ilginin kaybolmasına ve içsel manevşyata dönüşün kolaylamşmasını sağlar.

Terapi İslami terapinin hedefi danışanı kalbiyle bağlantılı olduğu bir konuma getirmektir. Bu konumda danışman içsel rehberine ulaşabilir. Ya da terapist en azından musibetlerden korunmaya yardımcı olabilir. Bu anlayış Jungcu psikoterapinin hedefleriyle bağlantılıdır. Yazar müslüman terapistlerin iyileşmeye yönelik en önemli etken olarak gördükleri şeyleri araştıran üç araştırmadan haberdardır. Üçüde en önemli etken olarak terapistin içsel durumunu saydı. Terapist kalbi ile bağlantılı ise danışanın da bu duruma gelmesi kolaylaşıyor. Ayrıca herhangi bir gelenekten gelen herhangi bir terapi, islami gelemnek ile çatışmadığı sürece kullanılabilir. Hadisin dediği gibi ‘tüm ilim inananındır’. Freuddan gelen her terapi de dikkatlice ele alınmalıdır. Badri 1979’daki yayınında Freudcu psikoanalitik teorinin müslümanlar için zararlı olabileceğini söylemiştir. Bu Freud’un klinik gözlemlerinin geçerli olmadığı anlamına gelmez. Budizm’den gelen farkındalık tekniklerine de dikkat edilmelidir. Çünkü burada dış dünya ve kalpten bir ayrısma durumuna gelinebilir. Bunun ötesinde düşünceye dalmaya yönelik islami ses pratikleri vardır. Bunlar sadece ses den oluşur ve kalbi ferahlatır. Ayrıca isteği güçlendiren N.L.P. gibi teknikler uygulanırken de dikkat edilmelidir. Bunlar kalbe bağlanmayı zorlaştırabilirler. Bazı durumlarda ılımlı dozlar ile bu uygulamalar faydalı olabilir. Fakat İbni Sina’nın da dediğine bakıldığında yetenekli bir doktor her şey fazdasız kaldığında doza dikkat ederek zehir bile kullanabilir. İslami Psikoloji kendiliğin içsel manevi kısmına, beden ve ruhsal manevi bağlantıya önem verir. Bütüncül bir islami psikoterapi Kuran okumak, tıp, hacamat, sünnet sporları, geleneksel müzik, koku, renk ve mimariyi de bünyesine dahil eder. Batının psikoterapi repertuar listesinde bunlar yoktur.

Referanslar Badri Enriquez Skinner, Kaplick Rothmann, Coyle Skinner Gianotti Jung Mahmoud Gazzali Pasha Maynard

Son Yazılar

Hepsini Gör
E-Dergimizin 2025 sayısı çıktı

<p>İslami Psikoloji Yıllık E-Dergimizin 2025 sayısı çıktı 🌿 Elhamdülillah Dergiye aşağıdaki linkten ulaşabilir ve indirebilirsiniz: <a href="https://drive.google.com/file/d/1e28QGqY4KzmmSTHP1O4ERR9Ic

 
 
 

Comments


Dr.Emin AKKAYA Klinik Psikolojik Danışmanlık Merkezi 2025 Tüm hakları saklıdır. www.dreminakkaya.com

bottom of page